29 Eylül 2007 Cumartesi

İKİMİZİNDE İLK KURABİYESİ

Tarif falan vermeyeceğim,Bildiğiniz basit kurabiyenin fındıklısı işte.
Önemli olan kuzumun hevesi,becerisi ve emeği...

Tüm malzemeler teker teker kendisi ekledi.


O kadar malzeme katılır da kalıplar anneye teslim edilir mi?
Ben Eylül Ilgın'ı arayayım,kuzum oturmuş fırının önüne kurabiyelerine şarkı söylüyor.Bu nasıl bir hevestir anlamak gerçekten daha zor.
Kalpleri bu kadar temiz varlıklar oldukları için onlara
melek diyoruz herhalde.
İlk kurabiye için tadıda fena sayılmazdı.

28 Eylül 2007 Cuma

KINALI KUZUMA



Biriciğime,meleğime,hayatımda açan en güzel çiçeğe,adem oğluna yakışan tüm güzel sıfatların sahibi KINALI KUZUMA VE TÜM KINALI KUZULARA...

23 Eylül 2007 Pazar

BENSİZ PAZAR GEZMESİ

Artık büyüdü ya hanımefendi,babasıyla tek başına gezmeye gidebilirmiş,benim yemek yapmam lazımmış,hem onlar parka gideceklermiş parka büyükler gelmezmiş... Miş...Miş...Miş...
Ağzımızdan çıkan her kelimeyi nasıl da işlerine geldiği gibi kullanıyorlar hala şaşırıyorum.Bu aralar babası çok çalışıyor, bu yüzden onunla geçireceği zamanlara kimse müdahale etsin istemiyor galiba.




Sadece babası, kendisi ve bebeği... O özel anlarda bana bile yer yok..Sadece arkalarından bakıp el sallamak benim payıma düşen. Hamileliğim boyunca ettiğim 'kızım babasını çok sevsin' duasının dozunu fazla mı kaçırdım acaba????????????????

RESİMLERE DEVAM

Bu Eylül Ilgını'ın elma ağacı...

Bu da eviymiş bizim küçük hanımın...

RATATOUİLLE


Ordu'da yapılabilecek sınırlı sayıdaki aktiviteden biri sinemaya gitmek olduğundan filmi kaçırmadan gitmeye karar verdik.Sabahtan bu hoş siteye girip Eylül Ilgın'ın da onayını alınca bize hazırlanmaktan başka bir yol görünmedi.Eylül farklı filmlerde çeşitli fare karakterleri görmesine rağmen sanırım burdakiler biraz fazla sahici gözüktü.Bu sebeple birkaç sahnede ürktü ama genel olarak eğlendi.Özelliklede fare Remmy'nin aşçının hareketlerini yönlerdiği komik hareketli sahnelerde çok keyifliydi.Ben filmin içindeki ayrıntılara,Paris tasvirlerine takılmışken o gülmekten kırılıyordu.Dikkat, Mutfakta Fare Var! adlı yazı filmle ilgili düşüncelerimi oldukça iyi açıklıyor aslında. Pixar'ın yaptığı animasyonlarındaki görsellik beni,karakterlerindeki sevimlilik ve hareketlilik Eylül Ilgın'ı etkiledi.Hatta kızım evde beraber çorba yapmayı teklif etti:)Çorba değil ama kurabiye yapmayı pazar günü için buldum.Biz çok eğlendik sizede keyifli seyirler.

GÜLÇİN'LE

En iyi arkadaşın,kardeşin,tatlın velhasıl biricik kuzenin GÜLÇİN...Birlikte vakit geçirmek ikinizede o kadar iyi geliyor ki....

Yüzünüzdeki bu mutluluk hali ömrünüz boyunca peşinizi bırakmasın.

Keşke daha sık görüşebilseniz.


20 Eylül 2007 Perşembe

FINDIK DALLARI

Yine yeşillendi fındık dalları
Acep ne olacakyarin halları
Dalgalanıyor pembe şalvarı
Gız allan pullan gel yanıma
Beyaz kollarını dolan boynuma.....
diye diye bitti bu sene fındık sezonu..Fındıklar daha kurumadığından tadına bakmıyorsun ama sahiplenmeyi de ihmal etmiyorsun.

Bütün bu fındıklar senin zannettin galiba.Bu kadar fındığı " Ne yapacaksın?" sorusuna verdiğin cevap o kadar masum ki.TABİKİ HEPSİNİ YİYECEKSİN.

Fındık ayıklamak kolay iş mi?Tabiki değil ama babaannen ve Burcu ablan en kadar hızlı yapabiliyorlar dimi?




17 Eylül 2007 Pazartesi

BANYO KEYFİ

İstediğim kadar banyoda kalmama izin veren birileri olsa benimde yüzüm böyle gülerdi herhalde

Denize girmemek için dakikalarca bağırıyor,ama küvete girince çıkmak bilmiyor.

AĞLATAN RESİMLER

Eylül Ilgın resim yapmaktan,renksiz resimleri boyamaktan çok hoşlanıyor, yağlıboya dışındaki tüm boya çeşitlerini kullandık nerdeyse.Şimdiye kadar yaptığı karalama tarzındaki resimlerine ,dün ilk defa anlamlı bişeyler ekledi. Bana verilebilecek en güzel doğum günü hediyesini verdi kuzucuğum.


Bu ,dün sabah elektrikler kesikken benim için yaptığı ilk resim.İkimiz eleleyiz... İnşallah yavrumun dileği gibi ellerimiz hiç ayrılmaz .

Bunu da akşam üstü ben sofrayı hazırlarken yapmış.Sabahtan akşama kaydettiği gelişme herhangi bir anneyi ağlatacak kadar hızlı geldi bana:)Kendi resmi olduğunu söylüyor,sanırım bu işin biraz üstüne düşmem ve kuzumun güzel çizimler yapması için örnek olmam gerekecek..

16 Eylül 2007 Pazar

İFTAR VAKTİ PARK KAÇAMAĞI

1 haftadır misafirimiz olan Burcu'yu (eşimin kuzeni) yanına babaannemizide katarak Giresun'a yolladık.Kalabalık olmak her zaman hoşuma gitsede anne-kız başbaşa vakit geçirmenin yeri bambaşka.

Güneşli ama serin bu Ordu gününde, eşimin eve geç gelmesini fırsat bilerek dolaşmaya çıktık.Sözde pidelerimizi alıp eve dönecektik ama Eylül Ilgın parka gitmek istedi.İftar için tüm hazırlıklarımız tamam olduğu için parkın yolunu tuttuk.


Biz parka vardığımızda orda olan 3 çocukta 5 dakika içinde parkı terkedince bizim küçük hanıma gün doğdu.Kısa süren bir şaşkınlık döneminden sonra parkın keyfini çıkarmaya başladı.

8 Eylül 2007 Cumartesi

AŞKIM! AŞKIM!

İşte bizim hayatımızın merkezinde bulunan adam.Biricik eşim,hayat arkadaşım..

Kızımın babası,kuzumun ve benim biricik aşkımız,ömrünün törpüsü olduğumuz tek erkek...Her dediğimizi yapan,hayatımızın başroldeki erkek oyuncusu.......
İYİKİ VARSIN
SENİ SEVİYORUZ.

7 Eylül 2007 Cuma

BU BİTKİNİN ADINI BİLEN VAR MI?


Tüylü çiçek,üfleme çiçeği vb. isimlerini biz kullanıyoruz zaten, ama asıl adını gerçekten hiç duymadım.Bunlardan bir bahçe olsa hepsini tek tek üfler benim kızım.Gördüğü her yerde muhakkak eline alacak ve tüm gücüyle üfleyecek,üflemek yetmiyorsa son hızla sallayacak... Parklarda,bahçelerde gezerken sorun değilde,arabada gezerken görürüse vay halimize.Durulup o muhakkak alınacak..Adını öğrenirsem evde yetiştirip yetiştiremeyeceğimi de araştırıcağım:)Bilenlere duyurulur.

MERHABA

Her geçen gün kızıma dair ayrıntılar çoğalıyor ve ben bu ayrıntıları hatırlamakta zorlanıyorum.Kuzumla ilgili herşeyi hatırlatabilecek,paylaşmamı sağlayabilecek bir bloga sahip olmak için geç bile kaldım.Bundan sonra burdayız,bekleriz.

********************
Havalar "serin karadeniz " sıfatını çoktan unutturmuş bir sıcaklıkta Ordu'da.Bu sıcakta hiçbirşey yapılamıyor,hatta Eylül Ilgın uyumak bile istemiyor.Büyüyen yaşına rağmen hala kendi kendine uyumayı öğrenemeyen kızım, ayakta sallanmak için türlü şaklabanlıklar yapıyor.Bugün bir kez daha denedim;5-10 dakika yanında uzandım;sırtını kaşıdım(bu çok hoşuna gidiyor),mıraldanır gibi ninni söyledim ve uyuması için odasının kapısını çektim.5 dakika süren sezsizliği "Ali Baba'nın Çiftliği" şarkısı bozdu ,ama bilindik sözleriyle değil.

"Ali Baba'nın bir çiftliği var,çiftliğinde Serap'ı var.
Uyu Eylül,uyu Eylül diye bağırır,çiftliğinde Ali Baba'nın.

Ali Baba'nın bir çiftliği var,çiftliğinde Eylül'ü var.
Uyumucam,uyumucam diye bağırır,çiftliğinde Ali Baba'nın."


Güler misin,ağlar mısın,yoksa ayağına alıp sallar mısın?Ben son seçeneği yaptım ve kızım 3 dakika içinde uyudu..Akşam tekrar bir deneme yapacağım ama artık pek umudum kalmadı.